Globalleşen dünyada ne kadar kalabalık görünüp aslında ne kadar yalnız kalıyoruz değil mi? Duygular sahteleşiyor, insanlar hep "en mutlu benim" imajı vermeye çalışıyor farkında olmadan. Bunun hep farkında olan biri olsam da, kendimi sosyal medya dünyasından kısıtlamaya çalışsam da pek başarılı olamadım. Ama insanların mutluluğunu izlerken mutsuzluğuma mutsuzluk kattığımı gün geçtikçe anladım. Sosyal medyanın kaybettirdiği vaktin ne kadar farkında olsam da kendimi kısıtlamayı başaramadım. Bunun için yeni bir adım atıyorum. Burası da benim kendime verdiğim sözüm, günlüğüm olsun. Vaktimi daha verimli ve değerli şeyler için harcamaya daha çok gayret edeceğim. Bu zorlu yolculukta kendime başarılar dilerim. :) Tabii bu konuda önerileri olan varsa seve seve uygulamak isterim.
Sosyal Medyadan Kurtuluş Yolunda
Yayınlandı
H. Nihan
2021-07-26T15:13:31+03:00Sosyal medyaya ya da benim dışımda dönüp duran dünyaya çok daldığımda ve kendimden uzaklaştığımı fark ettiğimde yaptığım ilk şey telefonu çekmeceye kaldırmak oluyor. İnternete, insanların kontrolsüzce kendilerini, bilgilerini paylaştıkları şeylere ulaşımımı en kestirme şekilde keserek önce biraz kendimi dinliyorum. Genelde bu bir mavinin ya da yeşilliğin karşısında sessiz, müziksiz oturarak oluyor. Kafamdaki yoğunluktan, bitmeyen seslerden biraz sıyrıldığımı hissettiğimde zaruri şeyler dışında teknolojiyle iletişimimi kesmeye devam ediyorum ve çoğunlukla kendime bir program hazırlıyorum. Artı ve eksi yanları olan bir program. Nelerden geri kaldım, neler yapmak istiyorum ya da yapmak istemiyorum, neleri bırakmam, nelerin üzerine daha fazla düşmem lazım vs. Tüm bunların somut bir şekilde önüme koyduktan sonra bu doğrultuda fazla gaza gelmeden hafif bir düzen belirliyorum. Sonra bu düzen bozuluyor, aynı çukura tekrar düşüyorum, sonra fark ediyorum çıkıyorum sonra tekrar... Hayat. :)