‘’Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.’’ Demiş Yunus Emre… Ne güzel söylemiş… Demek ki öyle gelişigüzel sarfedilen ses ve heceler yığınından ibaret olmasa gerek bu söz denilen şey… Sözün de bir canı bir ruhu var!...Bunu idrak etmek lazım evvela…
Sesini yükselttiği kadar sözünü de yükseltmelidir insan!.. Öyle ki gök gürültüsü değil, yağmurdur toprağı besleyen esasında…Yani sözünün gücü olması lazım…Öyle bir söz söylemelisin ki nefes olsun karşındakine… Şifa versin, can versin her zerresine… Gönlüyle konuşanların sözleri böyledir işte…Ruhunun en karanlık dehlizlerine ışık olur o aziz söz…O söz sahibi konuştukça ruhun doyar…için açılır… tüm kötü enerjiler toz olup gider adeta!...Rahatlarsın!...Mutmain olmuş bir şekilde kalkarsın o masadan…Gönlüyle konuşan bir bilgeye rastlarsan yapış ona!..Asla kaybetme!..
Sözün özüne gelirsek; zamanı, devirleri ve çağları aşan sözler söylemek lazımdır derim…Tıpkı kadim Yunan bilgelerinin yüzyıllar önce insana ve hayata dair söyledikleri sözlerin ışığının bugün bile hala önümüzü aydınlatıyor, bize rehberlik ediyor olması gibi!..Sesiniz mutedil sözünüz sağlam olsun vesselam…