Sevgilim.

Dumanı taze bir ölüyüm ben.

İşlerim yolunda gitmez. Bu mektubu savaş meydanından yazıyorum. Benden sakındığın her bir dürtüyü sürüsüyle bereketli kılıyorsun ecnebi bulvarlarında. Gözyaşı evrenseldir. Derin bir oh çekip beynelmilel kulvarlarda, seni allahtan daha yakınıma oturtsunlar. Nakışların daima yakışı kalsın. Bakışın alsın her faciada beni bu zapturapttan. Baksana sana mesajlar çekiyorum. Kim bilir ellerinle ne zaman buluşur bunlar. İşimiz uzun. Daha anlayacaksın daaa kalbine inecek deee susayacaksın daaa öleceksin deee… ancak o vakit vakitlice gideceksin deee…neyse. 


Anneciğim.

Kanı taze bir leşim ben.

Bunu her fırsatta dile getireceğim ki; işlerim yolunda gitmez. Bu mektubu kaçış öncesi yazıyorum. Benden sakındığın her bir yemeği mübah kılıyorsun takıldığın mağaralarda. Anne sen salak mısın sıkıntılar evrenseldir dedim ya! Gittiğimin idrakına ne zaman varacaksın. Başlayacağım şimdi senin o tabanı boş hislerine hee! Vicdansız sancı olmaz mı sanarsın? Onlarsız sanrı bozmaz mı zamansız? Sen bir aptalsın. Kaçıncı rekattasın? Sana verecek tek bir cevabım yok. Bundandır ki sorularımla baş başa kalırsın. Varlığına küfrettiğim tanrı, belanızı versin sonsuza dek. Karşıki tepeleri aşılmaz sanan piçler, sizlere söylüyorum! 

Ben burdayım ve burada altı yüzlü yıllardan kimseler yok. Teşekkür ederim.