İçimden geçen onca şeye rağmen
Boğazım düğüm düğüm
En korktuğum şey kalemimin ucunun düğümlenmesi
Ama ellerim aceleci aceleci kalemi aldı eline
Bir şeyler karalamaya ne de meraklı yüreğim.
Kalbimde hâla bir kuş, uçamadı gitti
Sayfaların arasında tutsak şimdi dizeler,
Kuşumun kanadı şiirlerimin ağırlığı için çok güçsüz.
Sardığım "sardığımı sandığım" tüm yaralarım
Kendini hatırlatmaya başladı bir bir
Hatta peş peşe ve ikili gelenler de yok değil aralarında
Kalbimdeki kuşun neden bir türlü uçamayıp
Göğüs kafesimde tutsak kaldığını
Yavaş yavaş anlıyorum artık
Kanadı kırık o kuşun
Yaralı
Yarası olan kuş çıkar mı hiç seferine
Her gün
Her yeni doğan gün tek bir dileği var o kuşun
Uçabilmek
"Yeniden uçabilmek"
Tıpkı Albatros gibi
Uzun ve bir müddet durmadan, kanat çırpmadan.
Kurutulan güller yeniden kıpkırmızı olacak mı bir gün?
Yoksa sadece defterlerim ve kitaplarımın arasındaki silüetten ibaret mi kalacak?
Rengini yitirmiş, solmuş ve kupkuru çiçek
Silüeti kalmış sayfalarımda
Benim silüetim nerede?
Hangi sahilde ya da
Hangi kitapçının kaçıncı rafında, yaldızlı bir kitabın arasında
Kurutmaya bıraktım?
Bulabilmem dileğiyle...
Emine Yaren Altınbaş
2020-08-29T12:41:06+03:00teşekkür ederim Eylül..Burdaysan eğer bir şekilde karşılastıysak ne mutlu :)
Eylul
2020-08-17T13:38:53+03:00Umarım yüreğiniz hep bir şeyleri karalamaya çok meraklı olur :) kaleminize sağlık