İçimden geçen onca şeye rağmen

Boğazım düğüm düğüm

En korktuğum şey kalemimin ucunun düğümlenmesi

Ama ellerim aceleci aceleci kalemi aldı eline

Bir şeyler karalamaya ne de meraklı yüreğim.

Kalbimde hâla bir kuş, uçamadı gitti

Sayfaların arasında tutsak şimdi dizeler,

Kuşumun kanadı şiirlerimin ağırlığı için çok güçsüz.

Sardığım "sardığımı sandığım" tüm yaralarım

Kendini hatırlatmaya başladı bir bir

Hatta peş peşe ve ikili gelenler de yok değil aralarında

Kalbimdeki kuşun neden bir türlü uçamayıp

Göğüs kafesimde tutsak kaldığını

Yavaş yavaş anlıyorum artık

Kanadı kırık o kuşun

Yaralı

Yarası olan kuş çıkar mı hiç seferine

Her gün

Her yeni doğan gün tek bir dileği var o kuşun

Uçabilmek

"Yeniden uçabilmek"

Tıpkı Albatros gibi

Uzun ve bir müddet durmadan, kanat çırpmadan.

Kurutulan güller yeniden kıpkırmızı olacak mı bir gün?

Yoksa sadece defterlerim ve kitaplarımın arasındaki silüetten ibaret mi kalacak?

Rengini yitirmiş, solmuş ve kupkuru çiçek

Silüeti kalmış sayfalarımda

Benim silüetim nerede?

Hangi sahilde ya da

Hangi kitapçının kaçıncı rafında, yaldızlı bir kitabın arasında

Kurutmaya bıraktım?

Bulabilmem dileğiyle...