Boynumu büktüm ki bir yeryüzü

Üzerinde Parliament ölüsü

Pahalı kederler çiğneyip geçmiş gibi oldum

Bizimse birinci hüznümüzde dudak izi

Ağır bir katran yarası kalmamış

Herkes ve herkes kadar sen öpmüşsün

Çiğnediğimiz o geniş topraklı örtüyü

Başımız dikilmiş

Göğsümüz aynı pahalı kederlerden

Azarlanıp dağılmış

Biz hiç pahalı kederler öpmemişiz

Dudaklarımız çatlamış nobran filtrelerden

Hiç mesela

Sırtımızı bir şatafatla örtmemiş gece

İstemişiz

Tüm o dağınıklık denen

Aslında adı yürümek olan gecelerden

Bir sır kederi öpelim

Öpmek istemişiz çiğnediğimiz pahalı kederleri

Ama neden bilinmez

İstemişiz toprağın doruklarından öpmeyi

Derin bir kaynak suyu gibi

Kaynayıp kaynayıp kendi içimizin rüzgarında

Değivermişiz kurumuş dudaklara

Orada öpmeyi

Öpülmeyi

Ve orada sevmeyi

Değmekle ve dokunmakla

Bilivermişiz

Yanılmış fikrimizden daha sonra

Dokunmak ve pahalı kederler kalkınca

Öpmeyi

Öpülmeyi ve sevmeyi orada

O soğuk kuruluğunda

Güneşle çözülünce tenimiz

Öğrenmişiz

Güneş geceyi çağırmış

Çocuk iklimlerimiz terk olunmuş

Bazı yerlerden defolunmuş

İstemişiz

Görelim yeryüzünde nice pahalı keder

Kırık şarap şişelerinde sunulmuş

En pahalı şarabın en pahalı hüznünde

Pahalı bir acının dudak izi olmazmış

Fakat bir köşe

Unutulmuş çocukların

Onların peşinde karakolların

Şahit olduğu ucuz şarap şişeleri

Orada en hakiki cennet bağından asma kederler

Yeryüzü bekçileri

Dağılmış sirenler ve fahişe sesleri

Aydınlatmazmış geceyi

Dağıtmazmış hüznü de

Demişler ki unutulan çocuklar

Gündüzün efsunlu duruşu da

Orada öpülmeyi ve sevmeyi

Bulanlar da dağıtmazmış

Geceye dağılan yarayı

Çocuklar geceye kan sunmuş altın bir sevdadan

Tek paha altından bir sevdaymış

Ve küstahça ucuz denmiş bir kederle

Kanla geceye

Güneşle geceye

Öpmeyle ve sevilmeyle geceye

Dağılıvermişler

Polisler ve göğüslerde yakamoz

Sargı bezleri ve serum inlemeleri

Rütbeli kederlerden bağışlanmış şarap şişeleri

Bir geceymiş

Ay dağıtmazmış karanlığı

Demezmişsiniz

Çocuklar gece bilmez

Çocuklar şarap içmez

Sevmeyi ve sevilmeyi

Öpmeyi ve öpülmeyi bilmez

Orada o en soğuk kanın yarışında

Derin uykularda uyurken dünya bekçileri

Gözleri umutlu bir sabaha yorulurken her gün

Alelade bir öykü gibi

İki dudak arasında

Anlatıvermişler o uçsuz öyküleri

Ucuz esnemelerle

Çocuklar ölmemiş demek

Çocuklar yaşıyormuş

Şu çocuklar işte dünya sanki bir yaraymış gibi yürüyenler


İşte geceymiş

Pahalı kederler serilmiş yeryüzüne

Sağda bir Parliament ölüsü

Yanında bir çocuk

Ölü veya diri

Değişik bir izmarit tutuşu var

Geceye bilenmiş

Şarap içmeyi bilmezmiş gibi

Beyaz bir nehir üzerinde mürekkep balığı

Oluvermiş

Kesilmeden camlardan

Aldırmadan yanındaki ölüleri

Beyaz bir gecede

Yazıvermiş

Ucuz denen bütün şiirleri.