Türküye kesilir içimiz nazlı nazlı

Cama vuran at kuyruğu misali yağan karlar sebebine

Vakti gelen bülbüller şakır durur yanık yanık


Aşıkların meclisinde saz tellerine vurulur

Mor menekşelerin açtığı sarı sıcak baharlar sebebine

Dünya sanki seherde acılan goncadır artık


Gök mavisi camgöbeği yeşili kilimler serilir yüreğimize boyluca

Ucundan bucağından geçmeye razı olduğumuz yarlar sebebine

Boranlar bile meltem olmuş eser ılık ılık


Harman yeridir artık güneşli gönlümüz bir akşamüstü

Yağmura gebe havaya inat dik duran başaklar sebebine

Yağız atlar misali dörtnala koşar gider yöremizden kuru yalnızlık