atlara binmiş karıncalar
bulanmış beynimin
büyük kapılarına tekmelerle sürgü çekmeye geliyorlar
süleyman beni çağırıyor
nasa'nın masasında sarı aynanın krizi
duvarların ardında olanları duyanlar
ve ben
soğuktan titreyen bedenim
ıslak paçalarımla
tenekeye doğru adım adım kendi adımı adımlarken
tanrı tenekede ateş yakmış
süleyman intihar kuşanmış
babam onun bir keş olduğunu şakaklarıma kendi elimdeki silahla sıkarak fısıldamış
annem yemeği ocakta unutmuş
yanmışım çokça da yanlışım
hayatımda önce gül sonra kül olmuşum
umut artık uğramıyor benim olduğum ve süleyman'ın öldüğü hiçbir yere.