Nerede kalmıştık?
Ha! Deli gibi seni arıyorum.
Belki karada gemi yürütmemeliydim;
Gelirken alabora oluyordu!
Bulursam bugün seni
Bil ki akşamına rubai yazıyorum,
Gecesine, Şems'in güldüğü ilk yerlere yürüyoruz.
Gel gör ki yoksun.
Sahi neredesin?
Ellerimle boyunu tarif ediyor,
Tüccarlara soruyorum.
Belki geri dönmem gerekir,
Belki sönmesi gerekir içimdeki alevin.
Belki ne olduğunu öğrenirim dönüşte
Ya Sünni'yim dersin ya Şii'yim.
Aşık aşığa der mi mezhebine göre benimsin?
Düşünme tutamadığın sözleri ve beni say kefili.
Buldum seni sonunda, yanımı yoklatıyorum.
Sonra Allah dedim birden! Vallahi uçuyorum.
Az kalsın on dokuzumda kalbim duruyordu.
Hatırlamadığım biri adını sordu,
Yıllardır burada halı dokuyormuş.
Bilmiyorum dedim, kelebek gibiyim!
Kal sağlıcakla, ağzından öpüyorum.
Söz verdiğim gibi gidiyoruz.
Orada öldürüyorum seni birkaç dörtlükle,
Sonra arkandan bir şeyler okuyoruz.
Tefler çaldırdım senin için, tefler ve zılgıtlar.
Bak sırtımdaki hançere de taraya dönüşsün o yara.
Niye böyle soğuk bedenim?
Fark etmedim hiç.
Kasım yüzünden ya da,
Bir yanım Balkanlar, diğer yanım tayfunda.
Rabia Ç.
2020-11-26T18:28:59+03:00Teşekkürler Sena Hanım. Sana da teşekkürler Muhammed, adlandırılmayan bir dokusu olduğunu okura geçirebildiysem ne mutlu bana.
Muhammed Dalpalta
2020-11-26T13:03:01+03:00Şiiri konusunda normalde gayet kesin ve sert sınırlara sahibim. Ancak bu şiirin adlandıramadığım bir dokusu var. Neden beğendiğimi açıklayamayacağım. Sanırım şiirdeki ezgi beni kendine çekti. Kaleminize sağlık. Devamını bekliyorum.
Sena Türkmen
2020-11-26T12:41:10+03:00Özgün ve etkileyiciydi. Elinize sağlık...