"Hayatımızda" herkesin hiç düşünmeden kabul ettiği bazı tabular vardır. Eğer kişi haç sembolünü üzerinde taşıyorsa kesin Hristiyan ve dinsizdir, Allah'a karşı gelir, Müslümanlıkla alakası yoktur! Öyle olsa bile karşındakini en son yargılayacak kişi yine sensin, üzgünüm.
Gelelim bu yersiz etiketlemelerin altında yatan tabuların yıkımına. Haç sembolünün tarihi milattan önce 5000'li yıllara kadar uzanmaktadır ayrıca sadece Hristiyanlıkta değil yaklaşık on sekiz farklı anlamda ve kültürde kullanımı görülmektedir. (Örneğin: Svastika, Ankh, Grek haçı, Latin haçı, Celtic haçı vd.) İlk bakışta Hristiyanlığın sembolü olarak görülse de aslında İsa'nın doğumundan binlerce yıl önce de var olan ve dünya üzerindeki değişik coğrafyalarda da kullanılan bir semboldür.
Sembolü salt biçimsel olarak yorumladığımızda ise; dikey uzantı ayakları üzerinde duran insan bedenini, canlıları ve varlığı sembolize ederken yatay uzantı ise ufku, dünyayı sembolize eder. Ayağa kalkmak adeta bir çeşit var olmak anlamı taşır. Bu iki yapının birleşimi hayatın, yaşamanın sembolüdür. Bir diğer gerçek ise kesişme noktasıdır. Bu örtüşme, rastlaşma ve beraberlik hayatın kendisini çağrıştırır.
Düşünce ve konuşma özgürlüğünün ucunu kaçıran toplumsal zihniyetlerin bu farkındalıkları edinmesi ümidiyle...