Hani kıyıya yakın taşlar olur ya.
Su gövdesine çarpıp geri çekilir, çarpıp geri çekilir.
Bazen suyun seviyesi yükselince suyun altında kalır, bazen su iyice çekilir, günün yüzüne çıkar.
Ne kıyıya aittir, ne denize.
Yosun tutar ve gövdesinde gün sıcağı birikir.
Tam olarak böyle hissediyorum.
Beklenmeyeni ezberletiyor hayat, sonra tüm bildiklerini unutuyorsun.
Yeniden doğmaya benziyor ama binlerce kez ölmek bu, bir kere ölmeden anlamıyorsun.
Hiç gitmediğin şehirlere gidiyorsun, merak ettiğin insanlarla tanışıyorsun ama öylesine bir günde binlerce kez geçtiğin sokakta birine aşık oluyorsun.
Saate bakmayı unutturuyor insana, şemsiye almayı, uyuyup uyanmayı unutturuyor.
Aşk hayatın sarhoşken sayıklaması, ayılınca ayıplaması gibi.
Aşıkken yüzü kızarmıyor insanın, aşksızken aynalara çıkamıyor.
Yalnızlıktandır kendinden utanışı insanın.
Yalnızlıkta hem aşktan hem aşksızlıktandır.