Bir el uzanır çıplaklığından yeryüzüne,
Uzun uzadıya denizlere yayılır,
Kitaplığından bir kitap aralanır,
Düşer yere,
Gözlerin dünyaya yeniden aralanır
Kaskatı toprak, suyu beklerken aralanır,
Kanadı kırık kuşlarımın ağzı, göğe aralanır.
Gökyüzü aralanır yeryüzüne;
Tanrı, insanlar için şeytanından aralanır,
İnsan, insana.
Şeytan da insanlara aralanır.
Mumun isi sinerken pencerene, bir gece perdelerin aralanır,
Denizler aralanır tarihin sayfalarından,
Sonra dağlar ufak ufak aralanır ovaya doğru,
Raylar, ruhu bir arada tutmak pahasına aralanır,
Peronlar, insanlarla aralanır,
Bahar gelmeden karanfilin yaprakları,
Kışı görmeden böceklerimin üstü, toprakla aralanır.
Ayrı ayrı yükselir bu şehrin binaları,
Bir el aralanır aramızdan sokaklara,
Harem ağasının kafası aralanır, gövdesinden.
Bir ferman aralanır dünyamıza eski dilde:
‘’Sevmek, gövdelerin kendinden ayrılması ve bir olmasıdır.’’
İnsanlar ikiye aralanır,
Vicdanı ve vicdansızlığı
Bir köprü gibi aralanır kendi içinde,
Köprü düşer, maskeler su üstünde aralanır,
İnsan düşer, tanrı aralanır, o yoksa şeytan!
Bir kadını tanırsın, kadın kendi içinde aralanır.
Düş ayrılır arkadaşlar bedenden,
Beden aralanır ruhtan,
Benim olduğun gecelerde, günahların aralanır.