Hayat umduğundan fazlasıyla çıkınca meydana

Ve yetmeyince cebindeki mühimmat bu kanlı savaşa

Sana inanıp ateşkes yapmak gelir içimden.

Bir kulağımı kapatır ve şehri sana teslim ederim.


Ne zamandır ki gafletten ayılsa gözlerim

Sonu zifiri bir uykuda bulurum kendimi

Uykuya dal, derim ruhuma.

Uykuya dal ki sarmasın bu hüzün fırtınası seni.


Alabildiğine aydınlıktır yolum.

Öylesine ki yolunu yitirenler hep burada bulmuştur rotasını

Yürek han değildir ki oysa.

Puslu ve yorgun bir evdir gönlüm, sana.


Yine de...

Derim ki sus ey gönlüm!

Zaten araftayım,

Tek kişilik bu aşkta zaten yorgunum.


Dert diye ocağa sığındığım, deva diye peşine düştüğüm...

Hepsi ellerinmiş, bazısı yamuk gülümsemen.

Sakındığın yalnızlığın süslü ve rütbeli arması var göğsümde.

Hoş kal, sevgili, hoşça kal.