saçların;
kapımızda buzullar biriktirmekteyiz,
elin oğlu ateşi bulmadan,
bir ara sen çıka gelsen
bir şekilde
bir kitap gibi,
yüksek ayaklarınla
bilindik ayaklarınla
saçlarını yüzümüze sürüp
bir isa gibi çarmıha gerilsek
tedirginlikten ölmek üzereyiz.
alnın.
ben bir zürafa beslerim desem de annem buna
gülüp geçiyor.
geçiyor ama annemin ayakları çok kısa.
ki bu çok fazla adım atıyor demektir.
bana uzatsan bu çizgili alnını,
şeklen bir kalp
çizerim içinde zürafalarım oturur.
hem misafirlikte
hem yabancıya gitmemiş hem de ekstra şeker istemeye
çekinirken.
karnın.
aklım almıyor, penceremde bir bomba patlasa
ben hala terliklerimle düşünürüm de yüreğime
bir kan gölü iliklenir.
bütün gömleklerim iliklenir.
ütüsüz bir coğrafyada,
bütün atların ayağına kramp gibi.
gece evlerine dönen hüzünlü ve narkotik babalar görüyorum
caddeler insan eti, kaldırımlar neden o kadar bilinçsiz
ben bu şehri karnına saklarım,
çünkü korkuyorum.
ellerin.
senin ellerin varsa ki mutlaka olmalı
benim de ellerim vardır.
belki bir gün ellerin
belki bir gün ellerimiz
bir gün bir kenti avuçlasa.
aklın.
aklım
da.
Eva
2025-01-10T18:36:11+03:00👏👏