Suretler tanıdık değil
tenler, odalar, yabancılar
Sigaranı söndürdüğün elmalar
Bu ısırıklar, caddeler, kahvaltılar, sabahlar
hiçbiri tanıdık değil.
Bu duvarları birlikte ördük
Çıplaktık,
Bu yalanlara bu tebessümler yakışmıyor
Hatırlıyor ve kanmıyorsun.
Küfür yatıya kalmaz dilinde
Ana avrat bir sabaha uyanıyorsun.
Bir şarkı mırıldanıyorsun koridorlarda
Sadece duvarlar eşlik ediyor
Seslendin, hep seslendin
ben biliyorum ama
Sesini duyuramadın geçen yüzyılda
Kimseler seni görmedi, görmüyor da
Sen ısrarlı çaylar ısmarlıyor, yutkunuyorsun
Masada kimseler yok
Dert yanıyorsun,
Suretler gözlerinin içine bakmıyor
Oysa sen güneşlere bakıyor
gözlerini kırpıyorsun.
Akşam haberlerini izliyorsun
Tüylerin hâlâ diken diken
Bu kiralık vicdanlardan
sen de benim gibi utanıyorsun
Anayasal hakkın bilirim,
bu saatlerde bir sen ağlıyorsun.
Duvarlara çarpıyor
Köşelerden dönüyorsun
Yetişmeye çalışıyorsun
Ama nafile...
Akşam olunca anlıyor insan
Tansiyon haplarımı unutmadım ama
Bu yetişmenin telaşı beni öldürecek
İnan.
Nereye?
Muhammed Ali Altun
2020-09-11T10:33:50+03:00Oldukça başarılı, kaleminize sağlık 😊
İbrahim
2020-09-11T08:31:25+03:00"Bu yalanlara bu tebessümler yakışmıyor
Hatırlıyor ve kanmıyorsun."
Kaleminize sağlık. Beğendim şiirinizi.