Tereddüt filmi, Yeşim Ustaoğlu’nun senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı 2016 yapımı son filmidir. Film birbirinden çok farklı şekilde yetişmiş ve apayrı dünyalarda yaşayan iki kadın karakter üzerinden ilerlemektedir. Erkek karakterler kadın karakterlerin etrafında konumlanmışlardır. Filmin sonunda birbirlerinden habersiz yaşayan kadın karakterlerin yolu kesişmektedir.


Filmdeki Şehnaz karakteri, toplumda psikiyatri doktoru kimliği ile tanınır. Toplum içinde belirli bir statüsü vardır. Dolayısıyla bu karakter için kentli, ekonomik özgürlüğünü kazanmış, bağımsız, bilinçli bir modern kadın örneği diyebiliriz. Her ne kadar bağımsız olsa da yaşadığı dünya içinde çeşitli baskılara ve normlara maruz kalmış bir orta sınıf kadınıdır. Bu maruz kalma durumu, eşiyle olan ilişkisinde var olan eksiklik hissidir. Şehnaz karakterini film boyunca mutfakta ya da evde toplumsal rollere uygun, ev işi yaparken görmesek de çoğu zaman kendi yaşantısında eşine ayak uydurmaya çalışan, onu cinsel anlamda tatmin etmeye çalışan ve onu tamamlamaya uğraşan bir kadın imajı olarak görürüz. Aslında istediği, sadece paylaşmak ve sevilmek iken daha sonra iş arkadaşıyla yakınlaşır ve eşini ondan şiddet görerek terk eder.


Elmas karakteri, ataerkil bir ailede büyümüş, geleneksel normlar altında henüz on beş yaşındayken babasının verdiği kararla evlendirilmiş bir karakterdir. Şehnaz’ın tam tersi olarak köylü, bağımsız olmayan, eşine bağlı; eşi, ev işleri ve kayınvalidesiyle ilgilenen ve evden sadece alışveriş yapmak gibi sebeplerle çıkan toplumsal roller altında ezilmiş bir kadındır. Sosyal hayatı yoktur. Eşiyle arasındaki diyalog yok denecek kadar azdır. Elmas’ı konuşurken hiç görmeyiz. Çocuk yaşta vakti gelmeden tanıdığı kadınlık kimliğiyle hayatı altüst olur. Akşamları kayınvalidesinin evinde yemek yedikten sonra kendi dairelerine geçerler ve eşinin cinsel istismarlarına maruz kalır. Yaşıtı olan karşı komşusuna pencere ardından bakmak ve balkonda kaçak sigara içmek, belki de hayatındaki tek güzel şeydir.


Elmas ve Şehnaz karakterlerinin yollarının kesişmesi ise, Elmas’ın eşinin ve kayınvalidesinin kaza sonucu ölmesiyle Elmas’ın balkonda donmak üzere bulunması sonrasında olur. Elmas’ın psikolojisi bozulmuştur ve ifadesinin alınması için Şehnaz ona psikoterapi desteği verecektir. Bu terapi esnasında Elmas’ın babasının istismarına uğraması; annesinin, evlendirilmesine karşı çıkmayarak razı olması gibi bütün travmaları ortaya çıkar. Bu sahnede mizansen bir şekilde Elmas, annesiyle hayalinde konuşarak büyük tepkiler verir. Böylece modern ve kendi ayakları üzerinde duran kadının, geleneksel toplumun kuralları altında ezilmiş kadını iyileştirmesi beklenir. Filmde Elmas karakteri dış dünyasında tutsaklık yaşarken Şehnaz karakteri ise mükemmel gözüken evliliğine rağmen iç dünyasında mevcut bir tutsaklık yaşamaktadır. Ancak yine de özgürlüğü temsil edendir ve bu tutsaklıktan kurtulmasını bilmiştir.


Filmde modern-geleneksel, taşra-kent, bağımsız-bağımlı, çalışan-ev hanımı, eğitimli-eğitimsiz gibi pek çok karşıt rol görmekteyiz. Bunun sonucunda Şehnaz, Elmas ya da diğer bütün kadınlarla dış dünyalarımızda ayrı, farklı ve bağımsız hayatlar sürüyor olsak da bugün hâlâ bir noktada özgürlük arayışlarımızla kesişiyoruz.


Film herhangi bir sonuca veya kesin yargıya varılmadan bitirilir. Çünkü kadınların akıbeti de bu ülkede zaten meçhuldür.