Terkedilmiş bir sözcük gibisin reddedilmişlerin lügatçesinde.

Sonuçsuz çabalarla sığınsan da artık okunmayan hikayelerin satır aralarına

üzülme biz varız, tabi bu teselli tirajdan sayılacaksa...

Bu terk edilmişliğini bir biz anlarız bir de seçkin sahaflar...

(kaldıysa tabi şehrin taş parkeli ve en az onlar kadar nadir bulunan sokaklarında.)

Boş ver anlaşılmayı, bu biraz ertelenebilir.

Başka öncelikleri var öncelikleri önceliklerimiz olmayan aşıkların, ozanların ve sanatçıların.


Bir şiirde vücut bulmak, çölde vaha bulmak gibidir senin için.

Bir annenin yasaklı anadilinde saklanmayı denemelisin.

Dilden değil gözden süzülmeyi, kulaktan değil gözden içeri girmeyi bilmelisin.

Ne de olsa olsa belirsiz bir söylencesin yaftalanmış bir ozanın imgelerinde...


“Görülmüştür” damgalı mektuplara mahrem cümleler senin annendir.


"Görülmemiş" bir heyecanla özlenilensin.


Telaşlanma hemen, nesepsizliğinden değil gardiyanların nasipsizliğinden bu sakıncalı önerme.

Bırak nasipsizler arasın seni satır satır ifadelerde, sen her yazılmadığın cümle kadar efsanesin.

Bu kafidir seni gözleriyle özleyenlere.


Birgün korkmadan yazılacağın, okunacağın, konuşulacağın ümidiyle..


Farzımuhal