Sevgili Tayfur
Başkalarının yollarına çiçek serperken bana yaptığın haksızlığın içerisinde boğul istedim. Öyle ki bensiz kullandığın her kelimenin boğazında düğümlenmesini istedim. Bana öyle bir acı bıraktın ki her şeyi bir kenara fırlattım, ateşe verdim düşüncelerimi... Sen ki merhametini yitirmişsin. Defalarca kez, belki milyonlarca kez haksızlığına karşı haksızlık yapmak istedim, gel gör ki kıyamadım sana... Vazgeçemedim sana olan hislerimden... Senin yüzünden kapattım kendimi, umudumu, düşlerimi... Onca acının karşılığını istiyorum, hakkımı istiyorum, sende kalanları emanet et istiyorum.
Geceden kalan ay ışığı artık huzurdan çok keder veriyor, çekiciliğim artık kimsesizleşiyor. Tepeden tırnağa rayımdan çıkmış gibiyim, bir yerlerde savrulup bir cinayete kurban gideceğim korkusuyla yaşıyorum... Gün ağrıyor sanki tenimde, saçlarımda, yüreğimde...
Tayfur, seni kimse benim kadar beklemeyecek, seni hiç kimse benim kadar sevmeyecek, sana hiç kimse benim kadar sadık olmayacak, seni hiç kimse benim kadar anlamayacak. Sana milyonlarca yalan söylenecek ve beni hatırlayacaksın, her gerçeğin peşinde olduğunda sana ihanet edecekler, benim sadakatimi anlayacak, hatırlayacaksın ve çaresizliğin aslını seçimlerinin zehirli meyvesini yediğinde anlayacaksın...
Velhasıl havalar da pek soğudu yüreğin gibi; oralara söyle kırmasın, üzmesinler seni... Bir gün yeniden bir şeyleri fark ettiğinde umarım fark edişlerin artık benim için fark yaratmıyor yoluna düşmemiştir. Sevgilerimle...
02.01.2019