nedir şu zifiride bu ateş bu kül

kapalı kapılardan

pek seçilmeyen

zihnimde avare avare

bu grimsi bu ödlek telaş

boğazımda gitgide büyüyen

bu meşum ödem

nedir


hani azdıkça çıkma isteği

köpürdükçe taşmak

hani tepelerde

kar azaldıkça

bir kış gecesi gördüğüm düş

leylaki tütsülerle

içtiğim iksir

canavarca bir hınçtan arta kalan

usumdaki o eski korku

palazlandıkça beni kapsayan

hani


neden bu yalnızlığın izleği keskin

kalbime işlemiş tılsım eşsiz

yaşamı göze aldıran

beklenti neden

umrumdaki tek gerçek

tek mazmun

ölüme susamış azrail

neden