"Kargaşa dönemlerinde hepimizin yaptığı gibi, Montaigne de kendine şöyle der: Dünyayla ilgilenme. Çünkü onu ne değiştirebilirsin ne de daha iyi kılabilirsin. Sen kendinle ilgilen ve kendi içinde kurtarılabilecek ne varsa, onu kurtar. Başkaları yıkarlarken, sen yapmaya bak; çılgınlığın ortasında aklını korumaya çalış. Kendini dünyaya kapa. Kendin için ayrı bir dünya kur." (Stefan Zweig - Montaigne)
Montaigne’in bu cümlesinin hümanizm ile ilişkisi, üzerine en çok düşündüğüm şeylerden biri. Toplumsal sorunlar değişmeyecek, bir şık ile her şey düzelmeyecek. Montaigne’in bu sözü de düşündürüyor beni. Kendi içimize dönelim kendimizi kirletmeyelim bunlar güzel şeyler. Fakat karar verici mekanizmalar var; ülkelerin başında biri var, şehirlerin belediye başkanları var, mesleğinizin bağlı olduğu bir bakanlık var, bulunduğunuz meslekte patronunuz var. Burada insanlar karar alıyor ve hayatlarımıza etki ediyor. Biz kendi içimizi güzel tutabilmek pahasına hiçbir karar mevkiinde bulunmayacak mıyız? Karar verici bir mevkide bulunmadan, hatta bazen karar verici mevkilere karşı örgütlenmeden, bize yaptıkları olumsuz etkileri yok sayıp ‘’ben iyi olayım’’a mı bakacağız? Bizim adımıza karar veren insanlar bizim için her zaman iyisine karar veremeyecek, hatta çoğu zaman. Kendisini toplumsal sorunlardan arındırmaya karar vermiş birisi hümanist değil, ancak salt bencil olabilir. Karar verici mevkide birisi hümanist olamaz mı? En azından bu gayretle kararlar alamaz mı? Kötü karar vericilere karşı örgütlenememek, baskı oluşturamamak suç değil midir? Hak mücadelesi vermeden tüm haklarının gözünün önünden kayıp gittiğini gören bir insan yine de kendi içine dönmeye ne kadar devam edebilir?
Fransa’da babasının varlığı ile bir ömür sürmüş ve topluma kendisini kapayabilecek lükse sahip olan Montaigne’in hümanizmden bahsetmesi en kolay olanı.
Hümanizm kendi içine dönebilmek demek olsaydı Stefan Zweig Hitler’e ve destekçilerine dayanamayıp intihar eder miydi? Hayır.
Çünkü kendine dönmek tamamen safsatadan ibaret bir şey. Hoşuna gitmeyen üç kişiye karşı arkanı dönebilirsin fakat hoşuna gitmeyen koca bir topluma arkanı dönemezsin.
Hümanizm, yolunda gitmeyen her şeyin farkında olmak ve değiştirmek için elinden geleni yapmaya çalışmak demek. Elinden geleni yapmaya çalışan diğer insanların elinden tutabilmek demek. Koca bir topluma karşı tek kişi değil, bir topluluk ile karşı durabilmeyi sağlamak demek.
Biz haklarımızı elde etmek için geçmişte olduğu gibi dünya savaşlarına girmeyeceğiz. Bu yüzyıl bundan çok uzak. Bu yüzyılda haklarını arayabileceğin en iyi yol sesini olduğunca gür çıkarabilmek. Bu da yanında kaç kişinin senin elinden tuttuğuyla çok ilgili. ‘’Influence’’ edebilme gücün ile çok ilgili.