Sanıyorum ki derinlemesine düşünen herkesin bir şekilde bu kitapla yolu kesişiyor.

Ludwig Wittgenstein'ın önsözde bahsettiğini alıntılayarak başlayayım:
''Kitap felsefe sorunlarını ele alıyor ve - sanıyorum- gösteriyor ki, bu sorunların soru olarak ortaya çıkmaları, dilimizin mantığının yanlış anlaşılmasına dayanıyor. Kitabın tüm anlamı şuna benzer bir sözle toplanabilir: Söylenebilir ne varsa, açık söylenebilir; üzerine konuşulamayan konusunda da susmalı.
Kitap böylece düşünmeye bir sınır çizmek istiyor ya da daha çok düşünmeye değil düşüncelerinin dile getirilişine: Çünkü düşünmeye bir sınır getirmek için bu düşüncenin iki yanını da düşünebilmemiz gerekirdi.
(yani düşünülmeye elvermeyeni düşünebilmemiz gerekirdi)
Sınır, öyleyse, yalnızca dilin içerisinde çizilebilecektir, ve sınırın ötesinde kalan da saçmalık olacaktır.''

Önsözden anlaşıldığı üzere, Wittgenstein dilin, düşüncenin ve dolayısıyla her şeyin sınırlarını çizmek istiyor. Kitabın enteresan bir geometrisi var: Yedi temel önerme ve bunları açıklayan yüzlerce alt önerme ile felsefenin sorunlarını çözmeye çalışmakta.

1. Önerme:
Dünya olduğu gibi olan her şeydir.
2. Önerme:
Olduğu gibi olan, olgu, olgu bağlamlarının öyle varolmasıdır.
3. Önerme:
Olguların mantıksal tasarımı, düşüncedir.
4. Önerme:
Düşünce anlamlı tümcedir.
5. Önerme:
Tümce, temel düşünceleirn doğruluk işlevidir.
6. Önerme:
Doğruluk işlevinin genel biçimi şudur: [değil p, değil e, o (değil e)] Bu tümcenin genel işlevidir.
7. Önerme:
Üzerine konuşulamayan konusunda susulmalı.

Sanırım ilk düşüncelerimin şekillenmesi için bu kitaba bir yıl, belki de daha fazla zaman ayırcağım. o gün gelene kadar, kitap hakkında dilegelebilir ne varsa, susmayı tercih ediyorum.