Hüznü geyikli bir gecenin koynunda uzanırken bulmuş; aşkını ve sancısını da daima dinç tutmuş çılgın ve hüzünlü şair: Turgut Uyar.
4 Ağustos 1927'de Ankara'da gözlerini açtı dünyaya. Asıl ismi 'Ahmet Turgut Uyar'dır. Babası işi gereği uzun süre ailesinden uzakta kalmak zorundaydı. Babasının uzakta olması onu çok etkiliyordu.
'Ben' başlıklı yazısında kendini şöyle tanımlar: ''Ben hep sıkıntılıyım. Yani bir adamın canı sıkılır, o benim. Çünkü bana en yaraşan durumdur sıkıntılı olmak. Ben silahsız bir askerim de ondan. Törenler askeriyim ben. Cumartesi ve pazar askeri. Ne söylenmişse ve ne söylenmemişse, ne yapılmışsa ve ne yapılmamışsa, ne düzeltilmişse ve ne düzeltilmemişse ondan sıkılan biri. O kadar. Ve sıkıntılı. Mutsuzluk büyük bir umut gibi çekiyor kendine beni.''
Turgut Uyar henüz ilkokuldayken manzumeler yazmaya başladı. Şiire nasıl başladığını şöyle ifade etmiştir: ''Daha ilkokulda vezin ve kafiyeden haberim olmadığı zamanlarda manzumeler yazardım. Ortaokul ve lise devresinde boyuna yazdım. Günde üç beş şiir, haftada on beş, günde bir roman yazardım.''
Kendisi birçok şiir gezmişti. En sonunda Ankara'ya tayini çıkan yazar doğduğu şehirle tekrar buluşur. Ayrıca bu dönemde eşi Yezdan Şener ile boşanır.
1966 yılında İstanbul'a taşınır. Kısa bir süre sonra Tomris Uyar ile evlenir.
Tomris Uyar'ın ağzından: ''1966 yılında Cemal Süreya'dan ayrılmak üzereydim. Mektuplaşmaya başladık. Bu mektuplar önce sadece şiir üzerineydi. Anladığım kadarıyla çok sıkışık bir dönem geçiriyordu. 7 yıldır şiir yazmıyordu. Esin periliği olarak ifade etmek istemiyorum ama herhalde çok dürttüğüm, yazmasını çok istediğim için yavaş yavaş şiir yazma isteği yeniden doğdu.'' Turgut Uyar, Tomris Uyar için sayısız güzellikte şiir yazmıştır fakat biz okuyucuları hafızamıza onu şu dizeleriyle kazıdık:
''bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur''
Nurullah Ataç, Turgut Uyar'ın Türkiyem adlı şiir kitabının önüne şu önsözü bırakmıştır: ''Üç yıl mı olmuş? Dört mü? Ankara'nın ufacık Kaynak dergisi bir şiir yarışması açmıştı. Dergiyi çıkaranlar beni de düşünmüşler, hakem heyetinde bulunmamı istediler. Güzelleri vardı gelen şiirler içinde. Olmaz olur mu? Okuduğum şiirlerden birini, ''Arz-ı Hal'' adlısını beğenmiştim. Kimin olduğunu bilmiyordum, sonradan söylediler, Turgut Uyar'ınmış. Bilmem yanılıyor muyum Turgut Uyar'ı iyi bir şair saymakla? Hiç sanmam. Ne olursa olsun, onun için atıyorum zarımı.'' Turgut Uyar bu yarışmada ikinci olmuştur.
Turgut Uyar fazla miktarda alkol tüketmesiyle 1980'li yıllarda siroz hastalığına yakalandı. 58 yaşındayken, 22 Ağustos 1985'in sabahı 08.40'ta hayata gözlerini yumdu. Oğlu ardından şöyle diyordu:
''Sevmek ve içmek, ikisini de sonuna kadar kullandı. Ama sevdiği için değil, içtiği için öldü.''
Ben ise Ferhan Şensoy'un da söylediği gibi, ''Ağustos 22, dediler ustan ölmüş. çok komiksin Azrail, Turgut Uyar ölür mü?'' ile noktalıyorum yazımı.
Sevgiyle, saygıyla. İyi ki geçtin bu dünyadan büyük şairim.
Muhammed Dalpalta
2020-08-04T23:24:50+03:00Güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.
Nida Gizem Güneş
2020-08-03T20:39:13+03:00güzel yorumunuz için teşekkür ederim:)
Selenay Yılmaz
2020-08-03T16:19:14+03:00Biyografi notlarımda Turgut Uyar bu yazınızla yer aldı, elinize emeğinize sağlık :)