İlk fetüs tanesi yere damladığında başlayan sancı

Romantik bir ayyaşın kapı aralığı kadardı

Belki ormanların ortasından bir mesih çıkar diye

Her gün müezzinlere tebligat verirdi.


Sonra tüneller girerdi araya

Geceyle gündüzü ayırıp, Adem'le elmayı birleştiren

Zaman zaman var olup zamanı yok eden

Ayyaş sıkıştığı yeryüzü ve gökyüzü arasından el sallardı

Ne de olsa bir kıvılcımdı aklını çelen


Bizler uyurken batan dünya

Kafalarımız kevgir tası çorbalarına bulanmışken bile

Uyanmak bilmiyordu

İnsan da bunun üzerine

Her gün bir değer için uyanıyor

Her gün değersiz bir ölümü bekliyordu.