ah

o

aşktan

ve şaraptan

yonttuğumuz

serin göğüslü

devrimlerimiz

dölü şirke

bulanmış

kabilelerde

sınıfı

olmayan

kutsal

bir

ateşti

kanlarımızda.



Henüz

ilkel bir öpüşmeyken düşüncelerimiz 


yeminli bir orta Asya masalında

elleri süheya kokan kafirler gibiydi gözlerin


ve ben kendi dönemimde

tanrı tanımaz eski bir antika putken


sapkınlığa azledilmiş kavimlerle

statük bir aşka tapardım


dudaklarının ibadet olduğu mabetlerde