Ben,
hep umutsuzluk içinde debelendim.
En çok olmasını istediğim şey bile bir umut kırıntısından yoksundu,
Hep bir şeylerin olmayacağı, yolunda gitmeyeceği şeklinde eriyip bitiyordu aklımda neyden ötürü bu denli eksiktim
beni bu denli imkansızlığa iten şey neydi bilmiyorum
hiçbir zaman da anlayamadım
ne için çok çabalarsam asla olmayacak düşüncesi sarıyordu içimi
Bu düşünceden hiç kaçamadım
umutsuzluğu hiç inkar edemedim
hep olmayacak nasıl olsa diye geçirdim aklımdan
hiç kendime fırsat vermedim
hiç gerçekten sevildiğimi düşünmedim
ne de gerçekten kıymetli bir başarıyı hak edebileceğimi
kendimi neden böyle bir yükle boğdum hep?
alçaktan baktım kendime,
kendimi niye böyle üzdüm?
hep mi yetersiz hissettim?
beni buna iten şey neydi hiç hatırlamıyorum nedense içimde hüzünlü ama belli belirsiz bir his var,
tarif edemiyorum,
kendimi hiç açıklamaya çalışmadım
hissettiğim şeyler hep öteki gibiydi
kendimi bile hor görmüştüm
hep kendimden kaçmıştım
hiç kendimi anlamadan bu yaşıma kadar gelmiştim
şimdi bunlar için kimi suçlayacaktım?
kendime hiç izin vermemişim
Bu kadar önemsiz ve hatta görmezden gelinmesi gereken her şeyi dert etmişim
bunları yazarken bile inanmıyorum ki,
bunca satır niye?
Yinede ve her şeye rağmen
bu hayat bir yol ve yeniliğin başlangıcı bağımsızca hatta sonsuza kadar uzanan esnek bir lastik gibi
gittiğin,
Uzanabileceğin yere kadar yaşaman dileğiyle