Faşistler geceleri nasıl uyur anne?
Boyarlar insanları orman ile toprak ile
Ve mavinin en kötü tonu ile
koyarlar insanları insanların önüne
Duvar niyetine
Sınırlar çekilir ışıklar görülür gökyüzünde
O ışıklar ki kayan yıldızlar değildir.
Senden yukarı bakmanı isteyemem Hannah,
Tıpkı zamanında Sadako'dan ve Aylan'dan,
İsteyemediğim gibi.
Sizler yukarıya baktığınızda sadece acı gördünüz,
Şanslı olanlar ise üç beş adet,
hayal kurdurmayan yıldızları aldı.
Arkadaşım, ah güzel Yarom,
İki dil biliyor, henüz yirmilerinde,
savaşa çağırıldı,
gitmeden önce onu mutlu eden sadece
alkol ve seks kalmıştı.
Oysaki ne güzeldir soluk mavi noktanın ötesi.
Keşfetmek,
dinlemek,
boyamak dünyayı, rengarenk
ve sevmek
ne güzeldir...
Bir insan güzelliği nasıl istemez anne?
Nasıl bir egodur bu, dudağını bükerek bakar Fazıl'a,
Notalar, yürek diye taşıdığı kara deliğe akar,
Dikta ve para hariç her şeyi anlamsızlaştıran siyah hiçlik,
yayılır damar damar.
An gelir küçüklüğünü zorla uyandırıp ev işi yaptıran abi olur,
An gelir mermi olur an gelir penis,
Anadoluluların içinde büyüdüğü acı, bulanık bir sis,
Dağılır elbet biz bizi gördükçe
Yarını belli olmasa da gülebilenleri
Her şeye rağmen üretmeye devam edenleri,
Sisin ortasında açan çiçekleri,
Yazanları ve dans edenleri,
Gördükçe beni sisten çıkarmak için uzanan elleri,
Düşünceler yağar çorak depresyonumun üzerine.
"Bazen çok üzülüyorum
Ama bu savaşmama engel değil."