Vazgeçmekten korkuyorum. Büyük özen gösterip, emek verdiğim her şeyin yitikliğini hissedip vazgeçmekten, vazgeçmeye mecbur bırakılmaktan korkuyorum...
hissettiklerimin ve yoğun beslediğim her duygunun elimde kalmasından belki de bu korku..
bi yitiklik duygusu, hani olur ya bazen dünyaya yetişmişsinizdir ama dünyanın içinde kimsesiz ve yalnızsınızdır... hanileriniz, keşkeleriniz, amalarınız, çünküleriniz, hayır olmazlarınız, olsun iyi oldularınız, sizi siz yaptığına inandığınız tüm sözcükleri tükettiğiniz o an içinizde hep başka sözler başka başka cümleler olur. Çünkü söyleyebildiklerinizin yalnızca küçük bir kısmıyken sizi siz yapan şey; söyleyemediklerinizde gizlidir.
söyleyemedikleriniz.... köşede bir yer de tek başınıza yaşadıklarınız belki de yaşayamadıklarınız...
büyük büyük beklentilerin içerisine girmemek gibi büyük bir sorumluluğun altına girmişliğim var. seviyorum bu sorumluluğu küçücük şeylerle mutlu olmamı sağlıyor. bir şeylerin illa ki vücut bulmasını yeğlemiyorum mesela hayalini kurmak dahi değerli kılabiliyor o şeyi. Bakmayın hayal deyip geçmemek gerek. hele ki herkes orada mutluyken, herkes orada keşke olsalarını yaşarken...
koydum hepsini bir kenara yanılmaktan, olmayacak şeye gönül bağlamaktan, sıkı sıkıya tutunduğum o düşüncenin altında kalmaktan korkuyorum... iyi çıkarımlar yapmak, çok daha fazla yol almamı daha fazla sevgiyle bakmamı sağlıyor hayata. Umudum var! Her şeyin en güzeli ve en değerlisi gerekli mücadeleyi ve emeği verdikten sonra gerçekleşir. Umutta yorulur mu acaba? Diyorum bazen. Biliyor musun acabaların, olabilirlerin arkasına sığınmayı da öğrendim hayat insana kesin konuştuğu her şeyin aslında öyle olmadığını kafasına vura vura öğretiyor belki de öğretmek için çaba sarf ediyor. insanın inadıyla savaş halinde demek hiçte fena olmaz.
Eğer hala iki yıl, üç yıl önceki hatta geçmişteki sensen kendine sıkıca sarılmanı yeğler, tebrik etmekle beraber üzülürüm. Daha çok yorulacak daha çok fazla hayatla münakaşa içinde olacaksın. Ama baktığın gönlün ise bu hengameden an az hasarla kurtulacaksın.
'umut, en sonra terk olunan şeydir.'
umudunu terk etme!