dur, bekle.

kaçma artık hayattan.

bırak beklenmedik bir anda esen rüzgar umut versin sana.

buradasın, desin.

hayat senin için hâlâ var.

hayat herkes için var.

git kaz, kendini gömdüğün yeri.

kendinle beraber gömülü umutlarını da çıkar.

aradan çokça zaman geçip,

sen yeniden o umutsuzluk batağına saplandığında,

tekrar git o bahçeye.

bu sefer daha inançlı kaz.

daha yürekten, daha isteyerek.

unutma, kendine mezar değil, umut kazıyorsun.


hayat mucizelerle dolu.

sen güzel bak, güzel gör.

arada bir kafanı kaldır ve yıldızlarla göz göze gel.

hayatın ne kadar düz ve ne kadar olağanüstü olabileceğini gör.

sen neyi seçersen, neyi görmek istersen hayat ona bürünüp çalıyor kapını.

güzeli ara, gözlüklerini değiştir.

yeni pencereler aç hayata.

hep aynı manzaraya bakma.

hayat bu da değil zaten.

yaşamak daha insanüstü bir çaba ister.


kafandaki kurtları besleme.

bazen bazı düşüncelerin ölmesi gerekir.

senin yaşaman için.

yaşa.

hayat seninle veya sensiz devam edecek.

unutma, hayat sana değil,

sen hayata muhtaçsın.


hayat bir bahçeyse çiçeksiz bırakma kendini.

su ver sık sık düşüncelerine, güzel sözler fısılda.

hayat bir eylemse, katıl o eyleme.

güzel sloganlar bul, sonuna kadar diren.

hayat bir cezaysa, başka yolun yok.

çek cezanı, sonuna kadar.

eğer hayat bir ödülse de tebrik et kendini.

kim bilir neler başardın?


ve şunu unutma,

klişe de olsa bir gerçek var ki

umut her zaman her yerde var.

sadece bazen çok uzak görünür,

ama elini uzatsan güzel bir şeyin suretine bürünür.