Sabah, bir adamın ağzındaki vajina tadı gibiydi.
Leş gibi bir sabaha uyanmıştım
İğrenç Hint sahillerine benzer bir yerde sevişmiştik
Dalgalar sesimizi bastırıyordu
Kuma bulanmıştık, zamana yenilmiştik
Ve sen gidecektin
Yağmur yağmayı bekliyordu
Radyoda değil, telefonda Meloncholy Man çalıyordu.
Ağlamak istiyordum, ağlayamıyordum
Ölmek istiyordum, ölemiyordum
Tutuyordu elimi yaşama olan bağlılığım
Hava belirsizdi, kararsızdı
Ve ben tabutumdan çıkmak istemiyordum
Seni düşünüyordum, ayrılmamız yıldırım gibi gerçekleşmişti
Yağmur üstüme üstüme yağıyordu
Hep aynı yollardan yürüyordum
Yollar beni bir yere götürmüyordu
Sana gelemiyordum
Kendime gelemiyordum
Sabah, bir adamın işe gitmek istemeyeceği türdendi
Güneşi doğurmuyordu
Beni yeniden yaratamıyordu
Hüznümü pekiştirerek yüzüme çarpıyordu
Oblovmovculuk sarmıştı beynimi
Elimi kaldırmam on sayfa sürüyordu
Sana gelmem binlerce sayfayı bulurdu
Gelemezdim
Annelerin ağıtları gibi konuşuyordum
Konuşamazdım
Başımı alıp gitmek istiyordum
Gidemezdim