Siz de uysallaştırılanlardan mısınız?

Cevap: Hepimiz kadar.

Uysallar, basit bir özetle modern dünya, beyaz yakalılar ve kapitalizm eleştirisidir demek oldukça sığ bir yorum olacaktır. Çünkü dizideki tüm karakterler, mekanlar, yaşamlar birbirini tamamlayan ve her biri bir başka şeyi ifade eden unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.

Ana karakterimiz Oktay Uysal, 44 yaşında, başarılı ve "mutlu bir ailesi" olan bir mimardır. Mutlu ailesi...
Kimi kandırıyoruz ki? Henüz ilk sahnelerden bunun böyle olmadığını görüyoruz. Gençlik yıllarında sürekli babası tarafından kısıtlanan, küçümsenen, sevdiği müzik türüne (punk) bile karışılıp sonunda ona bile yasak konulup, biraz da zorla, mimar olan Oktay; çok iyi bir üniversiteden mezun olmasına rağmen kariyerinin başında evlenip çocuklarıyla ilgilenmek zorunda kalan, sonunda kendini bile tanımakta zorlanan ve kendini yeniden yaratmaya çalışan Nil; henüz liseden mezun olur olmaz "Hayatın bu sınava bağlı! Ne olmak istediğini seç!" zihniyetinin ürünü bir sınava hazırlanan ve öfke problemleri olan Ege ve son olarak henüz 7-8 yaşlarında olmasına rağmen şehir insanının yabancılığını, gelir eşitsizliğini, yeni dünya düzenini, teknoloji bağımlılığını eleştiren ve bunun bir parçası olmayı sonuna kadar reddeden Ece.

Her bir karakterimiz kendi dünyalarında, kendi küçük sırlarıyla gündüz başka gece başka hayatlar yaşarken, yapabildikleri en iyi şeyin birbirlerine karşı ikiyüzlü davranmak olduğunu görüyoruz. Özellikle Oktay'ı gündüz yüksek şatosunda (rezidans) yaşayan, gıpta edilen bir ailenin babası, saygın ve başarılı bir mimar olarak, gece ise sokağın derinliklerinde punk ol(ama)ma yolundaki yolculuğunu izliyoruz. Burada bizi içi boşaltılmış ideolojiler, sahtelik, kimlik yaratımının sancılı süreci karşılıyor.
Uysallar bize bugün her birimizin uzaktan yakından şahit olduğu ya da yaşadığı birçok güncel problemi (mobbing, siber zorbalık, sınav baskısı, cinsiyetçilik, taciz, şantaj, ebeveyn zorbalığı, kimlik problemleri, vb) farklı karakterler aracılığıyla yeniden hatırlatıyor.
- Kredi borcunu ödeyebilmek, ailene bakabilmek ve şu anki refahını korumak istiyor musun? O halde sevmediğin bir işte sevmediğin bir insanla sürekli dip dibe çalışacaksın. Ses çıkarma!
- Hayatın boyunca olacağın kişi bu sınavla ortaya çıkacak. Ne kadar soruya doğru cevap verirsen o kadar başarılısın. Tercihini yap!
- Demek tweet attın. Vay haline! Bekle dur bakalım evinden zorla alıkonulacağın zamanı. O gün gelene kadar da korku içinde kendi kendini yemeye devam et!
- Sen hep çocukken de böyleydin. Bir halt olmadı senden!
...
Keşke her birimiz kendimizi, olduğumuz gibi diğerlerine gösterebilsek. Tamamen açık bir şekilde. Yalansız. Oyunsuz. Karşımızdakini de aynı şekilde kabul ederek. Ancak bunun yerine çağa ayak uydurmak ve günlük hayatımızı kolaylaştıracak şekilde şekillendirilmeye izin vermek durumunda bırakılıyor, uysallaştırılıyoruz.

Dizide dikkat çeken çok fazla unsur ve karakter mevcut ancak her birine ayrı ayrı zaman ayırmak gerekeceğinden genel bir anlatımla ele almayı tercih ettim. Bununla birlikte eleştirdiğim, ''Evet bu ve bunun gibi örnekler mevcut. Ama bu tarz genelleyici bir anlatımla ve ısrarla ele alınmak zorunda mıydı?'' diye sorguladığım ve hoşuma gitmeyen noktalar da mevcuttu. Ancak genel olarak bana seyir zevki veren bir yapımdı.