Uzun zamandır yazamıyorum. Burası benim için bir zamanlar çok kıymetliydi.Şimdilerde daha geri kaldı çünkü hayatta kalmaya çalışan 23 yaşında bekar, diplomalı ve umutsuz bir kadın oldum. Hayat beni şimdilik -çok da kötü olmasa da- istediğim yerlere ulaştıramadı.Hayatımın baharında yaşama sevinci bile bırakmadı bu ülke bende. Cümlelerim bile eskisi kadar keyif vermiyor bana. Hiçbir şey yapmadan hayatın beni bir yerlere sürüklemesine izin veriyorum uzun zamandır. Benim bir umudum yok artık. Sevdiğim bir çok insanı kaybettim bu boşlukta. Önce halam, sonra dayım, sonra Mehmet Abim. Ah be Mehmet Abi. Sen gitmeseydin bari. Gerçi kalsan da ne değişecekti bu boktan dünyada. Kötü insanlardan kurtuldun en azından. Sahi beni de alır mısın yanına? Buralarda hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. Edip Cansever'in dediği gibi
"Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
işte o kadar."
Eski yazılarım kadar içime sinmese de hala yazabiliyor olmak bile bir şeyleri değiştirir belki. Buralarda çok yalnızım. "Bu dünya pek bir şey vermedi bana. Hoş ben de ona pek bir şey vermedim ya" (Oruç Aruoba)
Duygu Gültekin
2024-06-17T22:59:48+03:00Umarım en kısa zamanda atlatırsınız bu dönemi 🙏
Kübra
2024-06-17T22:45:26+03:00O acıları sırtlanamıyorsun ama bazen. Öyle çok yoruyor ki insanı, kendini bir anda en dipte bulabiliyorsun. Nefes alıyorum ama yaşıyor muyum emin değilim bu aralar.
Duygu Gültekin
2024-06-17T13:12:33+03:00Yas süreci bitmiyor bu memlekette maalesef. Her gün üzülecek şeyler oluyor. Kulaklarımızı tıkamak nankörlük gibi geliyor. Herkes payına düşen acıyı sırtlanıp, devam ediyor yoluna. Ama yaşadığımız sürece umutlar sevinçler beklenmedik mutluluklar da bekliyor yol kenarında bizi. Nefes aldığımız sürece yolculuk devam etmeli.