İnsan kendi varoluş zemini hakkında düşünmeyi menziline dahil edecek açık bir çağrı ile karşı karşıyadır. Bu çağrı seküler düşüncenin, mananın kendisi hakkında da düşünmeye kendisini ifade etmeye bir fırsat olarak anlamalı. İnsanlık tarihi, fikrin kendisiyle iletişim kuran başka fikirleri dönüştürmenin farklı fikir sahiplerini kolonize etmenin modernleşme ihtayacı olarak adlandırır. Biz buna dayatma diyoruz, bu şiddetin ta kendisidir psikolojik şiddet, bir çağı değistirmek istiyorsanız yeni ilke ve pratikleri meşrulaştırma içine girersiniz bunu başardığınızda egemen şekilde tüm topluma tesis edersiniz. Bakıldığında aslında batı dünyasının tüm dominant formları ve tüm bilimsel iddiaları yalnızca yorumlar olduğunu görürsünüz ve bunu hakikat minvalinde baktığınızda onların dilinden söylüyorum Tanrı'ya yeni yorumlama sürecine tabi tutar. Kilisenin ve sinogogun şiddet saçan sıbyancı zihniyeti ve cennet tapuları bu durumun vücut bulmuş halidir. Oysa ki Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi vesselemin Rabbi yani vahyin Rabbi Habibini şiddetten ve her türlü pislikten arındırmıs ve temiz ve merhamet timsali olarak anılmaktadır. Allahu Teâlâ Hazretlerinin tüm peygamberleri aslında insanlara geliş sebebi tamamen insanları ıslah etmek amacıyla gönderilip tek olan Rablerine iman etmeleri için gönderilmis ve ondan başkasına ilah gözüyle bakilmamasını emretmiştir. Bu anlamda fikri düzeyde bizde ki karşılığını anlamaya çalıştığımızda toplum hayatının devamlılığını sağlayan değerlerin değersizleşmeye başladığı bir (modern) sürecin yaygınlık kazanmasına sebebiyet veriyor. Bizim batılılaşma serüvenimiz Tanrıyı öldürüp ateist bir düşünce, 3 tanrıcılık oynama ya da siyonist seviciliğine kapılmaktan düşünce tarzı olarak takdim edilir. Bu şekilde Hem dini kültürümüz hem de yaşam kültürümüz fikir dayatması ile kolonize edilerek tahrip ve tahrif sürecini tamamlar. Bu iş baslı başına insanın sorumluluğundadır. Düşünme tarzı alaşağı edilebilir unutmayın.
VARLIĞIN ŞİİRSEL VAROLUŞU
Yayınlandı