ve nihayet gerçek olan bir şey vardı
benden çok içeride,
benim bildiğim benden,
tanıdığım sandığım benden
sen ona uzandın
sen ona dokundun
sen onu saydın
belki imkansız bir andı
bizimki
bizim sandığımız
bizim sandığım
ama bu yüreğimin içinde
beni kemiren
beni bitiren
o kara deliğin içinde
içimde
benden artakalan üç beş parçayı buldun sen
ve beni şaşırtan buydu
zorlanmadın
oturduğumuzda
konuştuğumuzda
gülüştüğümüzde
nihayet gerçek olan bir şey vardı
esir eden parmaklıkların ardında
ya da içinde
yasakların sınırlarında
zihnimin kuytularında
en nihayetinde
her şeyin sonunda
belki de sondan birkaç adım önce
nihayet gerçek olan bir şey vardı
ya da ben öyle sandım