Bana her zaman renk veren bir peygamber kuşu
Şimdi göğe yükseldi hazırlıksız
Nice direnişler ve daireler yaptı kendinden
Kendini buldu kaybolurken
Dedim ki çoğu zaman bulutlu bir gökyüzü, sürprizli
Bazen yağmur akıtır, bazen kendini kapatır
Derim ki çoğu zaman o kadar çok ki
Bir değil, bin değil daha fazla
Dedim ki ellerim sevdalı ellerine, yetinemez azla
İlgisi yok benimle
Dedim ki sen çok oluyorsun
Kimi zaman neşeli bir cuma
Özgür bir Kudüs belki
Tümünden ayrı uçan kuş
Hafızamdan silinemeyen düş
Çağlardan beridir benimlesin madem
Ebediyen gözlerime ulaş, ellerimle buluş
Eğer her taneme kızgınsan kızma
Hazırım çünkü, her çizgini aramaya
Gitme, yok oluyorsun
Yağmura bak değerken göz bebeklerime
Estirerek bir rüzgar közlerimden
Kok hadi onun gibi
Nasıl mı kokar? Bilmem ki
Dolanarak köklerime
Karart allarımı, aklarımı akla
Ah! Peygamber kuşu, esenlik ver gönlüme
Hakkından gelerek köklerimin
Gördüm duruyordu orada bir sokak
Kimseyi geçirmiyordu içinden, öyle tanıdıktı ki
Sanki bir kutuya gizlenmişti yalnızlığı
Cam kırıklarına bulandım, kanadım
Çürüdü ebedi nazım, namım
Kalkıp sarılarak kendime zamansız
Veda ediyorum, gözlerimden öpüyorum.