Bu akşam valizimi hazırlayıp yarın otobüse binecektim. Son bir kez de olsa görebileyim diye anneannemin yanına gitmek üzere. Nedense içimde bir ses, beni ve teyzemi bekler diyordu. Bekleyemedi...
Bugün tam 13 gün oldu. Annem sayesinde telefonda da olsa gördüm, söyledim onu ne kadar sevdiğimi. Konuşmamızdan sadece on beş dakika sonra artık aramızda değildi. Gittim, pamuğumu toprağa vermeye. Öyle ilginç bir şey ki 46 yılımın bir kısmını da onunla toprağa verdim sanki. Koynunda uyumalarımı, çatlayıncaya kadar yedirmelerini, halay çekmeleri, sohbetleri, masalları, çocukluğundan beri ezberinden çıkmayan bayram şiirlerini... Çocukluğumu bırakıverdim yanı başına. Anneanne kokusu, kucağı bir başka. Anneden bile başka. Hele benimki gibi tatlı bir deliyse. Şimdi kocasıyla birlikte istirahatte. Yattıkları yer incitmesin, huzurla uyusunlar.
Andıkça yüreğime oturan öküzün ağırlığı bir süre sonra azalacak biliyorum, burnumun direğindeki sızıysa bir ömür sürecek. Nanüşüm, balışım...