İnsanlar olgunlaştıkça taraf tutmaktan vazgeçerler, okul müdürlerine ya da süslü kupalara inanmaktan da.
Sadece okumalı, bakmalı, dinlemeli, hatırlamalıyız..
“Hayat, hayat olmayan bir şeyle çelişiyor.”
Tüm insanlık uykuya dalmıştı; yüzükoyun, yatay ve suskun.
Kadınları korumaktan vazgeçmeniz lazım, onları farklı işler ve farklı uğraşlarla baş başa bırakın; izin verin ki asker olsunlar, denizci olsunlar, otomobil sürsünler, liman işçisi olsunlar... "Kadınlık korunmaya muhtaç bir varoluş olmaktan çıkınca her şey olabilir.
İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı.
Ölümü umursadığı yoktu, ama yaşam çok şey demekti.
"Dünya erkeğe dediği gibi kadına da istersen yaz, beni hiç ilgilendirmiyor demiyordu. Dünya kaba bir kahkahayla, yazmak mı diyordu. Yazmak senin neyine?"
Çünkü kadınlar milyonlarca yıl boyunca evlerin içinde oturdu, şimdi ise bu duvarlar onların yaratıcı güçleri tarafından delinmiştir...
“İnsanların sessiz hayatlarında kim bilir kaç isyan mayalanmaktadır.”
İnsan anlaşılmaz bir toplumda yalnız kalmış gibi görünüyordu.
Sorun duyguların artık bir şeyler dile getirememesiydi..
“Ne hoş bir güzelliği vardır; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların, onurlu bir yaşamı seçenlerin.”
Dünyanın güzelliği, solmadan az önce, iki ayrı çehreye sahiptir; biri neşedir, öteki ise insanın yüreğini delen acı.
Hiçbir çağ, bizimki kadar rahatsız edici derecede cinsiyetin bilincinde olmamıştır.
"Kitabı çok değerli, hayatta oldukça başvuracağımız güvenilir bir şeymiş gibi adeta saygıyla kapatıp rafa geri koyarız."