Aşkı kepçeleyen maskotlar vitrindeyken 

Arafta bir kadın çığlığı gürz misali vuruyor dünyanın çeperine

Yağmur damlalarını kana kana içen çocuklar

Paltosu düşse yere, eriniyor kaldırmaya

Buğulu camlar pasak, kir ve kanla boğuşuyor

İndirimler, iskontolar, ıskartaya çıkmış mallar

Ve bıyığı terlemiş tacirler pasta mumu üflüyor biteviye 

Şarlatan bir dedektif raks ediyor kıdemsiz tazminatlarla 

Bina tepelerinde sahipsiz müştekiler boşlukla sevişiyor 

Meramı bir son dakikadır pürüzlü aynalarda


Yağmur damlaları vuruyor camlara 


Beraat ve tahliyeler safra çağlarken

Caddeye hakim biri adımlıyor yolu

Kuyular ve mazgallar obur bir dev gibi çekiyor çamurları 

Cılız bir klarnet sesi sürtüyor vitrinlere

Arsız bulutlar tablalardan döküyor küllerini

Kan, kir ve pasak akıyor dünyanın çeperinden

Tatsız bir bulantı öğürüyor sema

Ve dökülüyor günahlar ceplerden 



Katran bağlamış umut ekmeğini bölen

Ey demir döven puslu kirpikler!

Mızrakların ve okun seninledir 

Aşkın bir müebbet gibi tükürmek içine bu çukurun 

Savsaklamak düşleri

Pas tutmuş usun demindedir