"bir şiir neresinden baksan kendi şairini seçebilir"
ah.. çıplak sesimde gayrimüslimler taşır,
kan dokurum şu kentin gölgelerine
bilinsin;
eğer yazıyorsam şu mısralar
vefatıma cesur birer adımdır
şeytanla antlaşmamız bir satranç
değildi lakin
elimde kalan mühür kaderimde leke
dilim ağır
dilimde bin kahır
tükürüyorum.
bugün gökten yaşuanın isa inse
meryem ters çarmıhlanmış
elimde bir ferman
yakalarım yüksek
gözlerim yaşlı,
gözlerim yaşlı
sesim
onlarca gaddarın arasında kalmış
kucağında bebesiyle çığrınan bir anne gibi
kavgacı ve korkak, çaresiz
“madem duymadın duamı,
o zaman cezandan da mahrum bırakmayacaktın!”
etrafım etten duvarlar
beni izleyen dünya ahrazları
bihaberler
bihabersiniz,
sürünmekten seraplara hasret kalmış
insanın
tepesinde gagasını ıslatan birer akbabasınız.
şahsım
kapkaranlıkların koynunda
yapayalnız
bu ahşap pencerelerin gıcırtısından davacı.
bir köpek çağırır gibi ıslık çalıp
oradan buraya çekip çeviriyor ızdırap beni
bu denli kederle yoldaş
ve kentin sırt ağrılarını benimsemişken,
kulaklarımı yırtıyor
küçük kız çocuklarının sobelemeç oynarken
büründüğü mutluluk harmonyası
çeken bensem eğer
tütünümün kötülük büyülerini
bağrıma bağrıma
siz ne cüretle yaşıyorsunuz karşımda
32 dişle
ellerinizde manolyalarla
ritimli adımlarla
sıkılmamış yumruklarınızla
bir lokomotif bulup uzaklaşamıyorsam
aydınlık suratlardan
babaannem boşuna
elhamdulillâhi rabbil'aleminler üfürmüş suratıma
aşkımın soneleri
sudan çıkmış bir balık gibi depreşir
arta kalan yırtık can kumaşım
kefenimdir..
sütlü çayımı demleyip
yayları küflenmiş tekli koltuğumu mesken belliyorum
radyoda montreverdi arayışlarım mevcut
her şeye son vermenin
telaşlı yorgunluğunda
süzülüyorum.