Yalnız kalmak şansına erebilenlerle gezeriz,

Biz yalnızlıktan dem vurmayız,

Onun şarabından en güzel bizler içeriz.

Sarhoş da olmayız haaaaa...

Az biraz demlenir sonra biz gibilerle,

Oturur biraz sessizlikte boğar dertlerimizi,

Bir sözün sonuna gelmeden akşamı bitiririz.


Aşkı arayanlara şaşarız biraz,

Biraz da onlarla meşk ederiz.

Aşktan korkmaz,

Üstüne üstüne gideriz.

Bırakırız o bizden korksun,

Kaçsın köşe bucak.

Saklansın bizden ötede.

Onunla alay ederiz.


Kalbimiz temizdir,

Her yalnızlıkta tozunu alır,

Temiz bir köşede saklar, bekletiriz.


Aklımız hürdür,

Kimseye hüküm sürmeleri için

Hayallerimizden vazgeçmez,

Hatıralarımızdan ödün vermeyiz.

Kendi mutluluğumuzu paylaşırız,

Ama kimseden mutluluk vermesini beklemeyiz.


Olursa böleriz mutluluğu ortasından,

Böldükçe katlanır içimizde,

Akar dışımızdan.

Bunu görenler bozmak isterse

Yalnızlığın şarabından,

Biraz koklatırız.

Kaçarlar köşe bucak,

Aşka boğulurlar kaçtıkları kösede.

Kurtulamazlar,

Bulamazlar çaresini arasalar da bucak bucak.


Biz akıl erdiremeyiz,

Neye hizmet eder?

Neye yarar şu masmavi gökyüzü?

Şu kara toprak...

Bizim aklımız kendimize yeter.

Düşünmeyiz hiç.

Neye yararsa yarar.

Yalnızlıkta düşünmemek evla.

Evladiyelik bir akıl var bizde.

Kullanmazsan

Bulunmaz bundan güzel bir dünya.

Kullanırsan dünyadan güzel akıl,

Çirkin eder durur yaşantını,

Akıl istemez kendinden güzel birini.

Çok kafa yorsan da boş kalır hayat.

Sanki ne olacak?

Hülyalarında bir dünya

Dünya da koca bir rüya.

Yorma güzel kafayı

Çirkinleşsin akıl denen canavar.

Güzelleşsin dünyan.