Son bir yılı gözümün önüne getirdiğimde anlıyorum ki gerçekten de insan, sadece kendine tutunmalı. Gerçekten yanında olan insanlar kendilerini zor dönemlerde gösteriyor. Son bir yılı çok yoğun ve dönüm noktalarıyla yaşadım. Bu süreçte yanımda olan insanlara bakıyorum da bir elin avucunu bırak, yalnızca iki üç kişiden ibaretler. Dost bildiklerim için gitmek çok kolaydı, yargılamak çok kolaydı. Yanında olmak ise çok zordu. Maalesef, insanlardan anlayışlı bir yaklaşım veya olgunca bir davranış gözlemleyemedim. Çoğu şeyi yalnız atlattım.
İnsanların hep terk etmek, mesafe koymak, yüzeysel davranmak ve kaçmak gibi davranışlar için bir bahaneleri oluyor ama hiç kimsenin gerçekten birbirinin yanında olabilmek gibi bir cesareti yok. Karalamak kolaydır. Yorum yapmak kolaydır. Üzerine vazife olmadan düşüncelerle yargılamak ve o insan üzerinden kendi içinde bir karara varmak çok kolaydır ama hiç kimsenin "Neden?" diye sormaya cesareti yoktur.
Benim için açık bir iletişim çok önemlidir ama maalesef bunu başarabilen çok az insan tanıyorum. Herkes, hep bir şekilde yargılar ama kimse neden diye sormaya cesaret edemez. Yargılamak daha kolaydır çünkü.
Gerçek dostlar biriktirmeye çalıştım hep. Tüm samimiyetimle yaklaştım insan ayırt etmeden herkese. Çekinmeden kollarımı açtım ve hep yanıtsız kaldım. Gördüm ki insanlar açık bir iletişim kuramadığı gibi bulundukları kabuğun içine de öyle bir sıkışmışlar ki onlara gerçekleri gösteren herhangi bir şeyi yakınlarında tutmak istemiyorlar. Şu anda sadece bir iki arkadaşa sahip olmak hiç umurumda değil. Çünkü kendi olmayı başaramayanlar sizi de toplumla şekillendirirler ve böyle bir dostluktansa hiç olmaması daha iyidir.
Bu bir yıl bana insanın hayatta en sonunda yine yalnız olduğunu ve olacağını öğretti. Ama öğrettiği bir diğer şey de dostluk oldu. Evet, kendimizi sevmeli ve kendimize tutunmalıyız en nihayetinde ama insanın insana yabancılaştığı şu zamanda dost bildiklerimize sıkı sıkı da tutunmalıyız. Naçizane fikrim, siz öyle yapın.