Yağmur yükünü boşaltıyordu var gücüyle şehrin sokaklarına
ve alnından vurulmuş düşlerim avuçlarımda.
Akan yağmur ki beni sonsuzluğa, beni kuru gözyaşlarına terk ediyordu.
Ben ağlıyordum kimse görmüyordu, kimse görmüyordu ben ağlıyordum.
Gece yanan lambanın isine resim çiziyordum.
Alev olup parmak uçlarımı yakıyor ama içimdeki yangını bastıramıyordun.
Bir bakire soyunuyordu geceye, yine gecenin kör gözlerinden utanarak
ve kanadı kırık kuşlar uçuyordu cesaretime kanadından kanlar damlatarak.
Ümidimi kefenliyordum acılarımı bastırarak.
Acılarımı kefenliyordum her gün biraz daha ölüme yaklaşarak.