İnsanlar geç kalınmışlıklardan bahsediyorlar Aysun.
Ben daha suyu nasıl içmem gerektiğini bile bilmezken, bir savaşları var, hemen yanımda çarkı dönen çaresizlikleri…
Anlayamıyorum Aysun.
Anlasam da anlatamıyorum.
Hayatın neresinden bakmak gerekir çocukları gülerken görmek için?
Ölüyü gömer de ölümü nasıl gömer insan? Toprağın altında ya da üstünde olmanın hiçbir farkı olamadığını ne zaman öğreniriz?
Bu aralar uçsuz bucaksız evrenin, bilinmeyenli denklemi gibi gezdiriyorum şu bedeni. Sayamadım Ah’larımı her gün yenisi doğarken.
Coğrafi keşifler yapıyorum, acının farklı bölgeleri de varmış.
Yaşıyoruz ya hani yaşamaksa bu.
Kime ne demeden, selamsız sabahsız yürüyoruz tenhalarda.
Ben insanlara olan nefretimi bastırmak için aynaya bakacak bir yüz arıyorum.
Hangi yüzle konuşacağımı bilmiyorum.
Ağlama duvarında ıslanmayacak bir nokta bırakmadan yaşamak,
Yaşamak ya bu, hüznünü
Annenin dizinin çözemeyeceği kısrak bir denklem.