Hangi karanlık kaybolup bulamadığım seni?
Düşsen yazacağım inan, bekliyor her bir saç telini masamdaki şu boş not defteri,
Karanlıktasın görüyorum uzat bana uzat şu soğuk ellerini,
Bak buradayım dizlerimin üstünde,
Geçmekte bak bu hikayenin ayları, yılları, sensiz sessiz günleri.
Duymaktasın yağan yağmurlarda buz tutmuş sıcacık nefesimi,
Tut ellerimi, tut sıkıca üşümesin avuç içlerimde sakladığım kokunu,
Bak gözlerime, gör hangi denizleri sığdırmışım damla damla da,
Dokun yüzüme hisset hisset de irkilsin içimdeki şu ölü toprağın iskeleti.
Bu hangi saat dilimi biliyor musun?
Kaçıncı dakika kaçıncı saniye?
Kaçıncı ölümüm ve kaçıncı gözlerimi açışım yeniden,
Duydun mu hiç gecelerini söyledin mi gökteki yıldızlara bir şeyler?
Sustun mu yoksa sadece
Ardı ardına kaçıncı sigaran bu saydın mı hiç?
Hangi kabusundasın yine altta çalan müziğin, hangi bölümündesin?
Bitse ölümün eşiğindesin bitmese yaşamanın bıraktığı hikayedesin,
Baksan etrafına karanlık görsen kendini zaten o daha da karanlık,
Gitsen kendinden kendini bırakıp yola çıksan da yine kendi çizdiğin hikayenin en yalnız karakterini oynayan bir kimsesin.