Yapı İnceleme: Kamondo Merdiveni
Buram buram tarih kokan İstanbul’un silüetine, sadece yokuşların kolay çıkılması amacıyla değil bir sanat öğesi olarak yapılan merdivenlerinde katkısı çok büyüktür. Bu merdivenler kimilerinin eve dönüş yolu, kimilerinin buluşma noktası, kimilerinin yalnızlığını paylaştığı birer mabet olmuştur.
İstanbul’un en önemli merkezlerinden olan Karaköy’de her köşe başı farklı bir mimari tarz farklı bir tarihi yapı görmemiz mümkün. Bunun en önemli sebebi, Karaköy’ün tarihin önemli limanlarından birini barındırması ve buraya yerleşen her milletten insanın kültürünü yansıtmasıdır. Kamondo merdiveni de bunların en zarif örneklerindendir. Üzerindeki yosun kokusu ile tarihin uzun bir dönemine şahitlik etmiş ve günümüzde de tüm ihtişamı ile varlığını sürdürmektedir.
Halk arasında Aşıklar Merdiveni olarak adlandırılan merdiven, bazı kaynaklara aslında bir dedenin torunlarına olan sevgisini gösterme biçimi olarak geçmiştir.
Voyvoda Caddesi ile Banker Sokağı’nı birleştiren merdiven, 1850’li yıllarda dönemin en önemli banker ailelerinden Kamondo Ailesi’den Abraham Salomon Kamondo tarafından yaptırılmıştır.
Bu helezonik biçimdeki merdivenin yapılış amacı ilk olarak Abraham Kamondo’nun, Avusturya Lisesi’nde okuyan torunlarının, yokuşu kolay çıkabilmeleridir. Bunun ile birlikte o dönemde yaşan Levantenlerin Galata’daki işyerlerinden Pera’daki evlerine de kolay ulaşmasını da sağlamıştır.
Bazı aşırı romantik kaynaklarda Abraham Kamondo’nun torunlarına fazla düşkünlüğü yüzünden merdiveni düşmeleri durumunda aşağı kadar yuvarlanmalarını engellemek için helezonik biçimde yaptırdığı geçer. Fakat bu hiçbir dayanağa sahip olmayan bir görüştür. Merdiveni yaptıran kişi bu kaygı ile mimariyi oluşturmayacak kadar özel biridir ve merdivenin zikzaklı yapısı Barok tarzına bir göndermedir.
Merdivenin yapım tarzına baktığımızda ‘s’ ve ‘c’ şeklindeki kıvrımlar ‘zıtlıkların düzeni’ olarak adlandırılan Barok yansımalarını bize göstermektedir. Aynı zamanda 20. yy’da Osmanlı bünyesinde de gördüğümüz Neoklasik, Ampir gibi sanat akımlarından da izler barındırmaktadır. Fakat çoğu kaynakta Art Nouveau tarzında yapıldığı kesin bir dille geçer. Benim görüşüm, Kamondo merdiveninin Barok, Rokoko, Ampir, Neoklasik gibi tek bir mimari sanat ile ifade edilemeyeceği, merdivenin her köşesinde başka bir mimari tarzı barındırdığı düşünülür ise farklı mimari akımların bir arada kullanıldığı ‘eklektik’ sanatı ile oluşturulmuş olduğu yönündedir.