bütün kapılarını kapatıyorum üstüme 

söylerken bunu

korkuyorum

benmişim kendi kendini yitiren 


aramızda kuvvetli sağanak 

fena susuyorum

bir çeyrek asır olamadığım bu aşkta 

diyorum ki gölgesini kaybeden ayna işit beni


duyan korkuyor gecenin sesini

bir dağa gömülüyorsunuz

avucumda büyüyen taze kan 

kasıklarıma fısıldadım her kavuşmanın sabahını 

gittikçe yoğunlaşan gam 

önce unutup sonra hatırladım adımı 


bazı fotoğraflarımız yarı tanrıymış 

bazı yalnız akşamlar

pembe şarap var, oğuz atay

nasıl seviyorum bilsen

acı 

üç kere sela kulağıma 

eski de olsa bir türküde öpmüştün beni

hatırla 


hatırla 

böyle savaş, böyle sığınak

bin ağıt var gülüşlerinde

ölsem unutmam 


bak: bir umuttum çok eskiden

elleri sarmaşık

annen unutmuştu adını

tuttum yarama bastım.