Bu hayatı sevdin mi,

Buldun mu amacını?

Gezdin mi, okudun mu,

Sevdin mi, seviştin mi,

Hissettin mi yaşadığını?


Anan rahminden kovdu seni.

Dünya denen b*ktan yere fırlatıldın.

Zırladın durdun, sebebini sen de bilmezken...

Ama hırslıydın, inatçıydın çok.

Doksan kere düşerdin, doksan birinci kez kalkardın yürüyebilmek için.

Acı çekerek öğrenmekte üstüne yoktu.


Büyüdün, okulunu bitirdin öyle böyle.

Yevmiyesi az bir fabrikada başladın çalışmaya.

Bundan yakınıp durdun be adam!


Yıllarını geçirdin o fabrikada.

İhtiyarladın, ayrıldın ekmek kapından.

Peki soruyorum sana,

Yaşadın mı bu hayatı?


Hiç yakınma bana!

Vaktim mi vardı deme.

Keyfim mi vardı deme.

Kimsem mi vardı deme!


Yoldan geçerken köşedeki bakkala selam verseydin.

Alt komşuna bir kurabiye tabağıyla gitseydin iki kelam için.

Nefes alsaydın bilinçli halde,

Ciğerlerine dolduğunu hissetseydin.

Kuşların cıvıltısını koklasaydın,

Çiçekleri işitseydin...

Yahu yaşasaydın hayatını be adam!

Çok mu zordu?


Şimdi kim bilir kaç yaşındasın.

Ölümün yakın.

Sana iki haber,

Biri kötü,

Diğeri daha kötü...


İşte sana ilk haberim babalık!

Öteki hayat yok...

Sürekli vicdanını teselli ettiğin o dünya yok.

Cennet, cehennem

Orada değil, buradaydı.

Orada cenneti görebilme umuduyla

Cehenneme çevirdin burada hayatını.


İkinci haberini dinle şimdi, gözlerini yummadan önce,

Ben de yaşamadım be babalık...

Ne selam verdim köşedeki manava

Ne misafirliğe gittim, nefret ettim hep komşumdan.

Ne doya doya nefes aldım

Ne de amacımı aradım bu tuhaf hayatta.

Kuşların cıvıltısını koklamadım hiçbir zaman.

Çiçekleri işitmedim.

Yaşayamadım.

Çok zordu.


Yum gözlerini babalık.

Burada görülecek bir şey kalmadı.

Kuşların cıvıltısını koklayamazsın artık.

Çiçekleri işitemezsin.

Ben yumsam gözlerimi...

Yine de bir parçası hüzünlü.

Yine de küskün.

Yine de pişman.


Var gel yaşayalım be babalık!

Yaşayalım son damlasına kadar bu kahpe hayatı.

Şu bakkalcıyla iki kelam edelim.

Alt kattaki o teyzeyle söyleşelim biraz.

Kuşları işitelim, cıvıltılarını.

Dişilerini etkilemek için sergilediği cıvıltıları...

Çiçekleri koklayalım uzun uzun.

Çünkü az kaldı babalık.

Az kaldı artık.

Fazla zamanımız yok.

Yaşıma bakma benim, hastayım ben.

Doktor utanmadan tanrıcılık oynadı bana...

En fazla bir ayımın kaldığını söyledi.

Bir aya gidecekmiş bu ruh bedenden.

O yüzden hadi babalık

Kalk...

Saatler çok hızlı akıyor artık,

Kalk...