Bırak artık bu siktiri boktan herifin yazdığı saçma kurmacaları okumayı. Sırf bu aptalın yazdığı şeyleri okumak için yıllardır bu gazeteleri ve dergileri alıyorsun. Bana da yıllarca bu kadar para verip yazmamı isteseler en kralını en alasını yazar da ödüller alırım. Hem duymadın mı yıllar sonra ilk romanlarından biri mahkeme kararı sonucu intihal olarak sınıflandırıldı. Mahkeme ulan mahkeme daha üstü var mı oldu olacak bir de Beyaz Saray’dan bizim eve tebligatname göndersin Biden. Hem oralar da karışmış biliyor musun birkaç eyalet valisi Dadaloğlu gibi bağımsızlığını ilan etmiş. Ferman Beyazın Saraylar Bizimdir diye. Bak hala inadına okuyor neymiş bugünkü sıçmık hikayemiz Şarap Davası. Yakında ben de yazar olucam sayende Koca Davası adlı köşe yazılarımla ünlü olurum ha belki…
Neriman kocasının divanda oturup gazete okumaya devam etmesi üzerine iyice sinkaflı küfürler saydırarak pes ettirmeye kalkışsa da kocası inadına o an sayfaları fütursuzca çevirip okumaya devam etti. Ta ki saatler akşam 20’yi gösterene değin. Günlerden Pazartesi idi ancak bu şimdilerde onun için bir şey ifade etmiyordu çünkü emekli olalı 3 yıl geçmişti. O yüzden sabahtan akşama değin bol bol kitap dergi veya gazete okur daha sonra nadiren de olsa sevdiği bir dizi varsa karısıyla kavga ede ede izlerdi. Bunlardan biri de sürekli ceza yedirilen K.G adlı diziydi. Malum yasaklı ve vebalı görüldüğünden isminden bahsedilmesi bile sakıncalı görülüyordu. TV’yi açınca bile dizinin adının yerine kısaltması geçiyordu. Birkaç bölüm ceza yedikten sonra ekranlara dönüşü muhteşem olmuş izlenme rekorları kırıyordu. Aslında diziye bu kadar bağlı olmasının nedeni onu geçmişte yaşattığı şeylerdi. Bir zamanlar mahallesinden kopamayıp birçok kadına çektirilen sosyal yaşamdan izole hayatlar ve karşı mahalleden birine aşık olunca duyulan kindar hissiyat. Bütün bunlar çoğaltılabilir ve karısının neden mutsuz olduğu da o anlattıkça daha çok anlaşılabilirdi. Ancak o kendini kitaplara ve genç bir yazarın yazdığı öykü dizilerine kaptırmıştı. Arada sırada ise gözüne kestirdiği birkaç diziyle hayatını devam ettiriyordu. Vakti zamanında az mı başı açık insan görüp kin duyuyordu. Ancak günün sonunda bu işin kazanını hep belli başlı üstlerden kişilerdi.
Dizi başlamış herkes pür dikkat ekrana kenetlenmiş eşiyle olan kavgası dinmişti. Çünkü eşi de bir zamanlar seküler bir hayat benimsemiş daha sonra kocası için mütedeyyin bir hayat tarzını tercih etmişti. Her ikisinin de kesişim noktası ortaktı “Mahallenin ayrık otu olmak”
Dizi başlarken siyah ekrandan şöyle bir yazının ekrana yansıması ise güzel bir tesadüf olmalıydı:
”Eğrinin hiçbir parçası doğru değildir”
Mustafa Kemal Atatürk(Geometri Kitabı-1936)
Not: Sansüre İnat Yaşasın Sanat