İçimde yıllardır süregelen bu çığlıklar susmayacak,
Farkındayım olan bitenin,
Bir kısır döngü gibi yeniden başlayan felaketlerin.
Tanrı şahit olmalı benim paramparça olmuş ruhuma.
Ruhumdan geriye ne kalacak bir gün gözlerim kapandığında?
Parmaklarım yazmak için direniyor hâlâ
Kustukça kusuyorum kederimi kâğıtlara,
Kâğıtlar evlatlıktan reddetti sözcüklerimi,
Savurdu o çok güvendiğim dağlardan aşağıya.
Başım...
Ellerime düşmüş dağınık başım,
Naaşımı kaldırıyor hayali arkadaşlarım.
Gözümden dudaklarıma dökülen çocuk yaşlarım,
Bir de aklar bağlamış saçlarım.
Ben, şarkıdaki arap kızı,
Yağmurun damlacıklarıyla hayallere dalan,
Akan sellere korkusuzca kapılan,
Ve büyüdüğün de acılarını asla unutmayacak olan.
Kolay mıdır yitip giden umutların arkasından ağlamamak
Neden, nasıl demeden yaşamak
Bu sorgular içindeyken yaşadığını anlayamamak
Yaşamın tadına doyasıya varamamak
Ya da kendini kıyaslamaların içinde bulmamak?
Güçlü olmak için, hayatta kalabilmek için ne uğraşlar verir insan,
O yükleri yaka paça atmak ister omuzlarından.
Atamaz da delirir en sonunda,
Sonun yaklaştığını bilir de koşar zaferin peşinden umarsızca.
Un ufak olur direnci, dizleri kanar,
Canını yakan her şeyi zihnine yazar,
Mühürü de en sevdikleri basar.
Nefes almaya devam etmeli bu hıçkırık dolu gecelerde,
Direnmekten vazgeçmeli insan belki de
Akışına bırakırken hayatı
Zamanı bileklerine kanatmadan bağlamalı.