2612
uçan halıdan
erbaa'ya bakan nefesin
ve güneşin ışılını soluyan
gri devi pranga edinen
boşlukmuş merdivenin adı
tedirgin olan mayıs ve haziranın eşiğinde
temmuza sarılan
kuşun umuduymuş yirmi bir
ama en çok on dokuza güvenen
yirmi üçte büyüyen
suymuş beşikte sallanan
yürümeye çalışan
koştukça iyileşen
gözbebeklerindeki kelebeği bulantıya çeviren
halatın el kanatması
çığlıkmış kalbin adı
1122
şiir bitmeliydi
içteki böcek de
sürmekteydi yılların borcu
bir okul koridorunda
gözlerin savaşında
bir haykırışın izinde ve
bir itirafın cesaretinde
bir korkaklığın gizeminde
şiir başladı böyle böyle
bitmeliydi ama kalbin çığlığı
bitmeliydi duygu bulantısı
1271
atların haykırışıyla kurulan yuva
dedenin baston zorbalığında
duvardaki kan ve ceset izi
bir mahkeme salonu
irin ve aceleyle
en çok da çaresizliğiyle
yansımıştı perdeye
bir devir battı
yere gömüldü isyan ve bıçak
dağ sustu dağlığı kayboldu
deniz taştı
ve yıkıldı yuva
yaraların kamyonu ezdiği
günlerin uçurduğu yollar ve yıllar
kaldı geride
2812
pencereye açılan hayatın
avucunu göğüslemekle geçer gider günün zirvesi
zirve umudun göbeği
umudun diğer adı ayın parçası
ayın parçası umut ettikçe var oldu
ölmezdi damarı dirençleştikçe
yolları değişse de
büyüse de
düşse de
ayın parçası dedi
bazı düşüşler düzlüktür
düzlüğün kendisi yokuşun
ta kendisi