Yaşlanmak ve sonuna yaklaşmak keskin bir ayrımdır. Kimileri sağlıklı bir sistemin doğal bir evresine ulaşarak yaşlanır: Çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık. Fakat ''sonuna yaklaşıyor olmak'' kesin farklılıklar içerir. Kısmen çocuklukta ama genellikle gençlikte birtakım girdaplara esir olunur. O girdapların içi tamamen zamandan arıtılmıştır. Ne sağlık, ne sistem, ne doğallık ne de evreler mümkündür artık. Orada her şey iç içedir ve hiçbir şey bencillikten ayrı değildir. O girdaplarda genellikle çok tanrılı dinlere inanılır. En bilindik tanrıları Daha'dır. En korkunç şeytanları Doğa'dır. Daha'ların, En'lerin, Çok'ların peşinde koşarak ibadet ederler. Bu ibadetleri sırasında Doğa'yı taşlamayı ve kökünü kazımaya çabalamayı asla ihmal etmezler.
Bu girdapların yerlilerinin hangi evrede bulundukları hiç önemli değildir. Çünkü zaman olmadığı için tek yönlü bir akış da söz konusu değildir. Girdabın yerlileri, her an çocuk, her an genç, her an yetişkin ve her an yaşlıdırlar. Onlar hiçbir zaman yaşlanma eylemi bulundurmazlar. Daima sonlarını arar, ona yaklaşır ve dokunurlar.
İşte yaşanmamış gençlikler, böyle diyarların zoraki müdavimleri olurlar.