Kitap eski zamanlardan kalma hayat ağacı damgalı bir küheylanın Ahmet'in evinin önünde durmasıyla başlıyor. Sofi hayat ağacı damgasını görür görmez atın Ahmet'e gelmesinin çok önemli bir hikayeyi başlatacağını anlıyor. Kitap biterken gözlerimin dolup uzaklara bakarak düşünmeyi engelleyemiyorum. Ahmet'in aşkı dağları aşıp Ağrıdığının zirvesinde ateş yakacak kadar güçlüyken Ahmet'in aşkını bitiren onu Gülbahar'dan soğutan şey ne oluyor? İzlediğim ve okuduğum şeylerden anlıyorum ki herkes başka bir sebep buluyor buna. Kimisi Memo ve Gülbahar arasında ne geçti şüphesi Ahmet'in aşkını bitirdi derken, kimisi Ahmet'in Gülbahar'ın bir tutam saçını Memo'ya vermesine katlanamadığı için aşkının bittiğini kimisi ise Ahmet bir başkasının Gülbahar'ı kendisinden daha çok sevdiğini anladığı ve Memo'nun Gülbahar'a aşkının büyüklüğünü gördüğü ve buna katlanamadığı için aşkın bittiğini söylüyor. Bense her birini okurken hepsinin ne kadar doğru olabileceğini düşünüyorum. Sanırım bu da iyi bir kitabın en belirgin özelliği. Şimdi bunu yazarken bir şeyi daha fark ediyorum ki kitapta ne Ahmet ne de Memo kavuşmakla ilgileniyor çünkü belki de aşkta aslonanın özne değil aşk olduğun farkındalar ama Gülbahar Ahmet ile kavuşmak için her şeyi yapıyor bunu her şeyden çok istiyor. Tüm bunların amacı Gülbahar'a aslonanın kavuşmak olmadığını öğretmektir belki de.
Yaşar Kemal - Ağrıdağı Efsanesi
Yayınlandı